yazihaneleri bilmiyorum ama ordaki kafeler/corbacilar acik oluyor o saatlerde.

24 saat açık değil, cafe/çorbacı tarzı yerler var açık olan.

Hangi firma olduğuna bağlı.. Açıkcası bilindik firmaların bir çoğu 24 saat açık.

Mobil Safari'den bildiriyorum. Sözlük her zamanki gibi çalışıyor. Bir sıkıntı yok.

ben mobilde sadece uygulamayı kullanıyorum, düzelttiler epey deneyebilirsin.

Ben yazdığım sorunları androidde alıyorum bu arada. Tarayıcı chrome.

Aynen eksiksiz aynı sorunları ben de yaşıyorum..

Android, Chrome

android telefonda opera kullanıyorum. en son ne zaman reklam gordugumu unuttum.

"reklam engelleme" ozelligi var. kurduktan sonra actiginizda logoya dokunun.

Kesinlikle rezil durumda, ben de mobil safariden bağlanıyorum. Reklam tıklamalarını artırmak için reklamı özellikle gecikmeli olarak verdiklerini düşünüyorum. Defalarca yanlışlıkla reklama tıkladım desem yeridir.

Cakal gibi sinsi gibi reklam koyuyorlar. Reklami tiklamadan sayfayi acip bi basliga giriyim yapamiyorsun. Ya en tepeye cikip carpiya basacaksin ya da reklama basip hemen acilan sayfayi kapatacaksin. Bu kanzuk tam got ya.

sozluk reklamlarindan kurtulmanin yollari:

android telefon/tablet: opera (reklam engelleme ozelligini acin)

bilgisayar: google chrome+adblock+ublock origin eklentileri

eskaza reklam gosteren bir sekilde sozluge girdigimde nasil korkunc bir reklam agina maruz kalmaktan korundugumu goruyorum.

bir gunde milyonlarca sayfa goruntuleme oldugu icin iyi para basiyor sozluk. firmalardan alinan reklamlar olmasaydi, sirf adsense reklami kursa bile para basardi.

Reklamlardan kurtulmak 12 lira senelik, alın geçin.

bazen bi önceki uçuşa alıyolar ama bi gün önceki uçuşa alırlar mı bilemiyorum altan.

pegasus biletinizi 3 kere değiştirme şansı veriyor. sitesinden bakabilirsiniz. 1 gün öncesinin bilet fiyatı farklı olması durumunda da farkı ödersiniz, ya da aynı çıkabilir o zaman ödemezsiniz.

@elorelia gülmeye lüzum yok olanı söylüyorum. yapıyorlar ama ücreti mukabilinde yapıyorlar. promosyon biletimi değiştirmişliğim var.

Kimse garanti vermez ama bankoya gidip sansinizi deneyebilirsiniz. Evet pegasus da aliyor.

Tabi ayni gun olan ucuslarda genelde yapilir, ucus 1 gun sonra oldugu icin bileti cezali degistirmeye gayret ederler.

aynı gün olanlarda yapılıyor diye biliyorum. pegasus sitesinden bilet değişikliği yapabilirsiniz. fiyat farkı varsa ödeyerek tabi. thy'de bu yok mesela.

pegasusta yok diye biliyorum ama varsa bile ancak bir önceki uçuşa filan alırlar. bir gün önceki uçuş bildiğin bilet değişikliği yani.
3 kere değiştirme hakkı veriyor diyen arkadaşa da güldüm. parasını verdikten sonra tabi ki değiştirirsin, promosyon ise bir bardak su :D:D

@değişim olmaz demiyorum, ücreti olur. pek mantıklı olmuyor bazen değişim ücret farkından dolayı.

promosyonlu biletin de değişikliği oluyor pegasus'ta. thy promosyon bilete değişiklik yapmıyor.

sonuçta değişim oluyor mu? oluyor :)

Banko falan uğraşmana gerek yok internet sitesi üzerinden değişiklik yapabiliyorsun. Promosyonlu biletlerde de değişiklik hakkı var.

yeni başladım dediğim 3. ay bu arada.

Optimum en bilineni sanırım. Sivilce gibi bir sorunla karşılaşmadım.

Sahtesi çok, protein7,suplementler gibi bilindik satıcılardan alabilirsin n11, gg üzerinden. Shaker de hediyesi vardı hatta.

Bu alanda daha tecrübeli olanlar yazacaktır.

Turkiye'de var mi bilmiyorum benim kullandigim markanin adi JYM

Sivilce yapmasının nedeni süt ürünü olması, süt ürünlerine karşı hassasiyeti olan insanlarda sivilce olabilir, bu bütün protein tozlarıyla alakalı bir durum, onun dışında Optimum al geç, bir de Supplementler.com'un kendi protein tozu vardı, değerlerine bakmıştım o da fena değil, fiyatı ucuzsa onu da alabilirsin.

Amme hizmeti olarak doğruca linki atıyorum. hem ürün tavsiyesi hem güvenilir site.

www.supplementler.com

gerçek kavala kurabiyesi

hayrabolu tatlısı off canım çekti..

peynir helvasi, badem ezmesi

Rakı

ev yapımı şarap ve erik rakısı.

Uzo

Ezine peyniri.
Her tur peynir.

peynir helvası getir ya ama güzelinden geçen buldum bitane resmen leşti. getirince de haber ver.
badem ezmesi hiç sevmem ama yiyeni.
kavala kurabiyesi.

sucuk
kavurma...

kuru et

Çekirdek, organik diye çakıyorlar ya :)

hayraboluyu sen getir ben seni zengin ederim. ama tahin de kaymak da sağlam olacak.

discime aynisini sordugumda duzenli fircalamak ve ip kullanmanin (ve dis yapin gerektiriyorsa arayuz fircasi kullanmanin) yeterli oldugunu gargaralarin gereksiz oldugunu soylemisti. o zamandan beri kullanmiyorum ben.

doktor bir işe yaramadığını söylemişti. hatta birden fazla doktor. faydası da yok zararı da demişti.

diş fırçalayamadığın ortamda ağız kokusunu gideriyor bişeyler yiyip içtikten sonra; gayet yeterli bir fayda benim için.

2-3 günde bir ya da çok şekerli şeylerle beslendiğin günlerde bir çay bardağı ılık/sıcak suya 1-2 çay kaşığı karbonatı ekleyip uyumadan hemen önce gargara yaparsan hepsinden daha fazla sonuç alırsın.

Hem doğal hem pratik hem de ucuz.

pek yaşlı bir kulak burun boğazcı, bunların tükürüğün yapısını bozduğunu, kullanılmaması gerektiğini söylemişti. boğazlarım şişken gargara vermemişti. aynı şeyin listerine vb. gargaralar için de geçerli olduğunu iddia etmişti.

ben de sordum doktora. ağzını ferahlatmak dışında çok bir etkisi yok, illa kullanacaksan 10 gün kullan 10 gün kullanma, devamlı kullanırsan kötü etkileri olabilir demişti. diş aralarındaki kalıntılar vs. için en iyi çözümün diş ipi olduğunu söylemişti.

Yirmilik dişimi çektirdikten sonra doktor tavsiyesi ile listerine kullanmaya başlamıştım. Bir şişe bittikten sonra kullanmayı bıraktım fakat iki gün sonra ağzımın içerisinde bi sürü yara çıktı. O günden beri düzenli kullanıyorum.

Faydasını bilmem ama beni kendine mecbur etti meret.

türkmenistanlı bir arkadaş var. ingilizcesi iyi. doğduğu ülkeden kaynaklı bazı şansları var. rusça biliyor. üniversiteyi çin'de okumuş, oradan da çince tamam. türkçe tarafında biraz zorlansa da işini görecek kadar biliyor.

Bir Afrikali arkadasim muhendis, Ingilizce ve birkac dil anadili, bir de burada Bogazici ve ITU'de okudu, Turkcesi de cok iyi.

tsk'dan emekli bir eski subay. natoda görev almış falan. 7 dil biliyordu. ingilizce, almanca, fransızca, ispanyolca, türkçe, diğer ikisini unuttum şimdi.

Çok sevip saydığım bir hoca.Millet hani biraz çat pat derdini ifade edince biliyorum diyor ya, bu adam o ülkenin dil sınavlarına girerek ispatlıyor kendisini. İngilizce ( toefl 119/120) bir önceki girişinde 118 almış, fransızca aynı şekilde. Yunanca ve türkçe anadil, çince en son öğreniyordu, eminim öğrenmiştir de. Fransızcadan ötürü az da ispanyolca.

Azeri bir arkadaşım. İngilizce, Almanca,Rusça,İspanyolca ve Portekizce biliyor. Kendisi birkaç yıldır Türkiye'de ingilizce öğretmeni. Haliyle çok iyi düzeyde Türkçe konuşuyor.

rusların dil öğrenme hızına hayranım. rus arkadaşım var türkçe anadili gibi, öyle iyi biliyor. bunun yanında ingilizce, sırpça çok iyi, almanca, ispanyolca ve fransızcayı iyi, arapça ve finceyi orta düzeyde biliyor.

Öğrencilerim arasında annesi italyan babası rus olup bu dilleri anadili olarak konusup da çin’de büyümüş, inglizce eğitim veren okulda okuduğu için ingilizce, türkiyede yaşadığı için türkçe bilen, okulda ispanyolca öğrenen vs gibi profiller çok var.

Babam 7 dil bilirdi rahmetli.
Türkçe, Özbekçe, Farsça, Arapça, İngilizce, Fransızca, Rusça. Fransızcası biraz bozuk fakat diğerleri akıcı düzeydeydi.

Eşim de bir sürü dil biliyor ama çoğuna pek hakim değil. İsveççe, İngilizce, İspanyolca oldukça hakim bunlara. Türkçe biraz anlar ama konuşamaz. Danca Norveççe anlar zaten. Yunanca biraz biliyor. G Kore dilini de hobi olarak öğrendi biraz, okuyabiliyor biraz muhabbet edebiliyor. Aileden Fransızcası var biraz.

Fransız 60 yaşlarında bir müşterimiz 20 civarı dil biliyordu. Babası Babası Belçikalı, annesi Japon olduğu ve Fransa’da doğduğu için küçük yaşlarında 3 dili öğrenmiş. İngilizce, Almanca ve İtalyanca’yı öğrenim hayatı boyunca öğrenmiş. 10 sene Uzakdoğuda, 5 sene G. Amerika’da, 10 seneye yakın Türkiye dahil Avrupa’nın Doğusunda ve Orta Doğu’da çalışmış. Fazla mütevazı ama Türkçesi bile neredeyse ana dili seviyesinde diyebilirim.

İngilizce, fransızca, rusça, kazakça, türkçe. Hepsine hakim

ben zeytinyağlı sabuna geçtim 1 günü rahat geçiriyorum.

Uzmani degilim, ama bildigim kadariyla saclar sik yikanmak icin tasarlanmamis.
Yani yagli olmasi saglikli, kuru olmasi sagliksiz.
Sen cok kuruttugun icin dokuluyor olmasinlar?

Vichy nin seboreik dermatit için şampuanı var, baya geciktiriyor yağlanmayı.

Kafana göre sabun, şampuan vs kullanma bence. Doktora gitmeni tavsiye ediyorum, kan testi falan yapıyorlar. Çok başka sebeplerden de dökülme/yağlanma olabiliyor.

hocam doktora gitmeden bişey kullanma bence. sonra tüm saçların elinde kalır, bildiğiniz, tavsiye ettiğiniz saç ekim uzmanı varmı başlığı açarsın.

Nissan Juke 1.5 Dizel

6 aydır kullanıyorum, dünyanın en güzel şeyi.. Arada karşıma alıp neden bu kadar az yakıyorsun diye sormadan edemiyorum kendimi.

rano symbol al. benzinli manuel. butceye göre dizel manuel de olur. klimasi var. 4 kişiyi taşır. 2k km'de kimseyi üzmez. parçası, sigortası, vergisi ucuzdur. sağa sola sürtünce sen de üzülmezsin.

toyota yaris/auris ya da polo al. tüplü alırsan daha rahat edersin. dizel 80 bin üzeri alma. çok fazla kullanmam diyorsan benzinli alabilirsin. yokuşta yığılan araç yok devrinde kullanırsan iyi kötü çıkar. 1.2 1.0 motorlar gitmesine gidiyor ancak performans anlamında beklentin yoksa sorun olmaz.

Üstteki haklı. Linea, Symbol, Dacia tarzı bir araç al uğraşma eğer öyle şekil derdin yoksa. Bı araçlar kolay kolay arıza vermez, verse de tüm tamirciler anlar hemen halleder, parçası ucuzdur, gidişi duruşu öyle rezalet falan değildir. Sağa sola sürtsen üzülmezsin. Satacak olduğunda anında elinden çıkartabilirsin.

Ne eksisi var? Aynı yaşta alman muadilleri bir nebze daha kaliteli iç mekan falan sunar. Şekil olarak daha albenilidir falan.

Bankaya 1 milyon lira koydu eniştem geçen yaz, Türkiye'de villalık arsa arıyordu herif gitti Dacia kiraladı onu kullandı ararken. Yurtdışında Gmc yukon mu ne kullanıyor.

dizel megane 3 temiz 100 bini geçmemiş bulursan al.

az yakar gidişi güzeldir.
motoru çok sağlamdır.
iç hacmi geniştir.
o fiyata alabilecğein en iyi arabalardandır,
Parçası boldur...vb

Tur şirketleri konusunda bir bilgim yok açıkçası ama otobüsle çok gider gelirim Yunanistan'a.. Ben genelde Dedeağaç'a gidiyorum ama Selanik'e kadar uzatılabilir zira esenler otogarından kalkan otobüslerin son durağı Selanik..

Benim tavsiyem hiç tur olayına girmesin. Kendi başına gitsin. Dil pek problem olmaz. Hem güveni yerine gelir..

Oralara genelde tırt tur şirketleri gidiyor zaten.

selimiye'de namaz kılıp dua edebilirsiniz.
klasik ciğer yersiniz.
er meydanını görürsünüz.
kavala kurabiyesi yersiniz veya dönerken alırsınız.
badem ezmesi mutlaka yiyin.
denize giresiniz varsa erikli, keşan taraflarına kaçın.
saraçlar'ı gezerek meriç'e doğdu gidin.
eski çarşıları gezebilirsiniz ama alışveriş için değil, mimariyi görmek içni.
Karaağaç'a giderseniz tren istasyonuna gidin. İnstagram için iyi fotoğraf çekebilirsiniz.

aklıma gelirse editlerim, iyi eğlenceler.

Eğer schengen vizeniz varsa Karaağaç üzerinden yürüyerek Yunanistan'a geçebilirsiniz.. Şehrin göbeğinden sınıra yürüyerek gidebileceğiniz tek şehir Edirne.. Dalaşıp, bi frappe içip geri gelebilirsiniz..

Selimiye cami, bedesten, sifahane, karaagac...

Arkadaslar ben bu dediklerinizin hepsini yaptim, daha farkli oneriler varsa bekliyorum.

Amuda kalkıp tekrar yap.

Hahhahaa

Bunların hepsini yaptıysanız yemek yiyin gidin karaağaç'ta oturun, yapacak özel bi şeyiniz kalmamış edirne ile ilgili.

Ödeme kısmına kadar gidiyorsun, ödeme seçenekleri arasında en altta rezervasyon yap seçeneği var.

telefondan direkt yapabilirsiniz kolayca. rezerve ediyorlar ama sadece 3 gün tutuyorlar.

Salona gitmemiş olman salonun sorunu değil ki, neticede anlaşma yapılmış, sen kendi isteğinle salona gitmemişsin, e anlaşmayı da iptal etmemişsin, ödemekten başka bir seçeneğin yok gibi gözüküyor.

Bir hizmeti kullanmasanız da üyeliğiniz/kiraclığınız/müşteriliğiniz devam ettiği sürece borçlanırsınız.

Keşke Ağustos girmeden iptal etseydiniz, şimdi bir de Ağustos için ödeme yapacaksınız (ya da 230 liranın içinde o da var)

İyi de arkadaşım hadi ben kaza falan geçirdim, imkan bulamadım gitmeye falan o zaman kafalarına göre borç mu biriktiriyor bunlar. Almadığım hizmeti neden ödeyeyim, aylık üyeyim ben, senelik falan da değil.

Aylık üyeliğin belli tarihler arası konuşup iptal ettirmediğiniz sürece otomatik devam ettirildiği söyleniyor ilk kayıtta, söylenmese bile sözleşmede yazıyor. Yapacak pek bir şeyiniz yok maalesef.

1 aylık üyeliğin var da sana 2 aylık borç çıkarıyorlarsa o zaman 1 ayın borcunu ödersin diğerini ödemezsin ama otomatik yenileme gibi bıdılar varsa eğer onu bilmiyorum konuşmak lazım.

Ödemiyorum. Tüketici haklarına gider uğraşırım daha iyi.

Macfit çalışma prensibine göre bahsi geçen ücreti ödemenize gerek yok.

Muhtemelen cevap yazan arkadaşlar hiç macfit ile çalışmadı o yüzden eksik biliyorlar. Macfit'i ücret ödedikçe kullanırsın, ödemediğin takdirde kapılar açılmaz sana. Başka bi biçimde söylemek gerekirse, mesela elektrik faturasını ödemesen bile bi süre kullanmaya devam edersin o borç senin hanene yazılır ve ödemek zorundasındır.

Macfit bu tip durumlarda kimden ne koparırım çakallığı yapıyor.

230 lira borç gözüküyorsa muhtemelen otomatik ödemen yoktu, veya kartın online ödemelere kapalı. Tavsiyem Macfit'in sitesine girip kredi kartı bilgilerini değiştirmen. Zaten iki ay ödeme almayınca otomatik olarak üyelik iptal oluyor. Rahat ol yani.

Şurada yeterince bilgi var.

www.macfit.com.tr

Üyeliğini söylendiği şekilde iptal ettir. Ama herhangi bir ödeme yapma.

ayni borcu banada takmislardi, ama ben 2 ay onceden iptal edecegimi artik gelmeyecegimi soylemistim. Onlarda kart bilgilerinizi sistemden silin sonra hesabinizi dondurun yeter demislerdi. Yaptim.
Birgun mail geldi 230 Lira borc,
Dedim ben bunu odemem kusura bakmayin, zaten alamazsiniz da ulkede degilim,
sonra bir daha ne mail ne arama geldi. Kontrol ettigimde borcda gorunmuyordu zaten,
sende aynisini yap yani diren.

honda jazz bakardım şöyle bi

fluence yada polo

Nissan Juke

arabadan beklentileriniz nedir, onu bilmeden kuru sıkı atarız.
az yaksın çok kilometre yapacağım diyebilirsiniz, dizel bişey öneririz.
otomatik olsun dersiniz çeşitlerini tavsiye ederiz, hangi markada hangisi kullanılır onları sayarız.
sorun çıkarmasın, şanzımanlarda sıkıntı varmış dersiniz, al japonu geç deriz.
biraz daha spesifik olmanız sizin faydanıza.

ben 50,500'e 2013 auris 1,6 Active aldım birkaç ay önce, manuel. memnunum. tüketimi şehir içi 9-10L arası, şehirler arası 6L civarı. performansı güzel, bagajı bir hatchback için iyi, iç hacmi de aynı şekilde, bir hatchback için geniş. özellikleri fena değil, çoğu şey gayet basit, fransızlar gibi ekstra fantastik özellikler yok. bildiğiniz "araba", nispeten yeni. şehirler arası gayet rahat, şehir içinde de boyutu iyi ama yakıtı yüksek olur.
yoğun olarak şehir içi gezecekseniz küçük dizel tavsiye ederim.

Dolu olsun parkı kolay olsun arkaya 3 kişi oturabilsin az yaksın bozulmasın parça ucuz olsun garantisi yıllarca sürsün diyorsan hyundai i10. Tabii bizim memlekette vw değilse tenekedir hyundaiyse tahtadan yapmışlardır imajı var. 1.25 otomatik 7.5 tüketim. uzun yolda 4 litre.

polo veya ibiza.

www.eksiduyuru.com

Bak bu arkadaşa vermişlerdi. Sana da verirler diye düşünüyorum. Ne var ne yok ekle belgelerine arasına.

Elcilige bagli, su aralar en cok red veren Yunanistan. Basvuran arkadasim calisan, dunyayi gezen biriydi.

Ben de calisirken hep issizim calismiyorum diyerek aldim; italya buyukelciligi.

Ben nacizane gorusumu soyleyeyim senin tapun kimsenin umrunda degil hele aileninki hic. Banka hesabindaki para da su acidan onemli hesap dokumune, donen paraya, girdiye ciktiya bakiyorlar. Yani ulkede ne standartlarda yasiyorsun bir nevi onun yansimasi o dokum.

Yoksa bankada 300k var, ayda 2k anca harciyorsun. Bu seni aciz gosterir. Iyi bir turist modeli degilsin sikintilisin onlarin gozunde.

SGK'nin olmamasi da seni ulkeye baglayici bi isin bi sorumlulugun olup olmamasiyla alakali, tek basina sgk kimsenin umrunda degil.

Umarim mantigi algilamissindir.

sadece bu ülkeden kaçıp orada kaçak göçek yaşayacak mısın ve orada kaldığın süre zarfında karnını doyurabilecek misin ona bakıyorlar. türkiye'de çok para harcıyormuş bizde de çok para harcar diye düşünmüyorlar.

tapu(hiç göstermedim, bence çok gereksiz bir evrak), sgk, bankada para vs. bunlar seni buraya bağladığı için ve geri döneceğini düşündürdüğü için önemli.

çalışan olduğum halde evraklarım yetişmediği için öğrenci olarak başvurdum bugün ben de babamı sponsor göstererek. daha önce de hep böyle başvurdum, umarım bir aksilik çıkmaz da yamulmam.

ben eski pasaportu da almıştım yanıma onu da almışlar, eve gelince fark ettim. sen de götür beraberinde, gerekli görürlerse verirsin.

hollanda en uzun ve en sorunsuz veren ülke bu sıralar, oradan yürüyebilirsin bence de.

Hayır.

www.eksiduyuru.com

Tam aynı tip duyuru acacaktım. İstanbul yakınında hem deniz hem kamp nerelete gidilmeli bayramda diye? Uçmakdere cok kalabalıkolur, iğneada olabilir ama gittim, sen değerlendir orayı

Ben erikliye gittiğim zaman merkezde yeşil camping'de kalıyorum. Tavsiye ederim. Şehrin içerisinde minik bir orman gibi..

arm&hammer harika bir ürün. Yıllarda pek çok diş macunu denedim ama bu en iyisi. yanında listerine ve diş ipi kullanırsan sonuca çok hızlı gidersin.

Opalescence

arm hammer bir işe yaramıyor. fırçalama tekniğini değiştirebilirsin. veya kaliteli fırça alabilirsin.

Arm&Hammer benim diş etlerimi mahvetti. Ben WhiteGlo diyorum.

@tragedystreets
zaten kaliteli bir fırça kullanıyorum ve fırçalama tekniğimde sıkıntı da yok.

Glister kullanıyorum ben.

inanmiyorum. adam savasi kazandi. esed bile esad olmusken niye kimyasal kullansin ki.

hayır. über süper özgürlükçü demokrasi cengaverlerinin saldırı bahanesi sadece.

Sureiye ordusu içinde Amerikancı köpekler varsa onlar da yapmış olabilir. FETÖ hesabı. Sonuçta Esad bu emri vermemiştim. Bu kadar salakça bir karar vermiş olamaz. İmkan vermiyorum.

inanıp inanmama meselesi olmaması lazım, kimyasal silah kullandıysa bilimsel olarak çok rahat kanıtlanabilecek bir durum değil mi bu? var mı böyle bir kanıt, açıkçası araştırmadım ama olsa bu soruyu sormazdı insanlar diye düşünüyorum.

sadece soruya cevap verecek olursam, esad'ın kimyasal silah kullanma ihtimali üzerinde durulabilir ama şu şartlar altında niye kullansın ki; inanmıyorum.

İnanmıyorum adamın tarafında millet sahilde nargile keyfi çekiyor,

hayır. inanmak için baya saf olmak gerek.

buna inanmak zaten saçmalığın daniskası. ırakta kimyasal silah kullanıldı bahanesi ile işgalini hatırlıyoruz ve tamamen benzer bir durum.

esad'a saldırılmak için bahane yaratılıyor. kaldı ki kimyasal diye geçen klorin menşeili silahlar şu an duma ve gouta bölgesinde kalan son cihatçı grup olan ceyşül islamin uluslararası müdahaleye zemin oluşturmak için böyle bir senaryo ve eylemi gerçekleştirmiş olma ihtimali yüksektir. bunu daha önce defalarca kez suriye sahasında gördük.

inanmıyorum. tamamen yalan ve uydurmasyon haber. ancak bunu demeye bile korkar oldum:)

@bruce evet inanip inanmama meselesi. Zaten olay ortada kimyasal madde kalintisi var mi yok mu degil, Esad boyle bir sey yapti mi mevzusu. Ki var mi yok mu mevzusu da tartisilir.
Korfez savasini ne cabuk unuttuk? Hic mi yalan yanlis sahte rapor duymadi bu kamuoyu?

Ben inanmıyorum. İnanıyorum diyen insan da net bi biçimde yalan söylüyor.

Ben de inanmıyorum. Ama planlarının tam olarak istediği şekilde gitmemesi tehlikesiyle karşı karşıya kalan güçlerin artık işleri doğrudan eline alabilmesi için bir sebep gerekli. İnsan bari yaratıcı olur diyeceğim de sonra kimyasal bahanesini de aratan şeyler yaparlar diye içimden geçirmeye bile çekiniyorum.

hayır

Arada kalmış durumdayım. Bu adam sadece üç dört yıl önce RTE ile sürekli atışıyordu. Her akşam televizyonda haberlerdeydi. Kaç yıldır bu adamın sesi çıkmıyor. Haberlerde gösterilmiyor bile. Kimyasal saldırı iddiası ortaya atıldığında, Saddam mahkemedeki son anında bile bu olayın komplo olduğunu söylüyordu. Biz onun bu söylemleri sayesinde bu fikri biliyoruz. Peki o zaman Esad neden bu konuda hiçbir şey söylemiyor? Bunlar ABD'nin oyunları dese ve birkaç işe yarar kanıt sunsa, çok ciddi bir şekilde gündem olabilir ve haklı bulunabilir. Diyeceğim o ki, bizim inanıp inanmamız dışında, bu adamlar ölü taklidi yapıyorlar ve kendileri siyasetten uzak duruyorlar.

@Bruce, SANA denilen haber ajansı bizim TRT 1 ile aynı şey. Onlarca kişinin öldüğü bir saldırıda Esad yerine bir haber ajansının açıklama yapması saçma. Benim dediğim, devlet yöneticilerinin neden aktif şekilde direniş göstermediği. Böyle ciddi bir olayda, rejim iddiaları reddediyor gibi kuru bir açıklama yapmak yetersiz. Ortada bir suçlama varsa bunun daha ciddi bir dille reddedilmesi gerekiyor.

onu diyorum işte, esad'ın kimyasal silah kullandığının kanıtı yoksa kullandı diyemeyiz. evet manipülasyon var, bu yüzden insanlar doğruyu kolayca bilemiyor ama biraz araştırıp bakınca ne olduğunu ya da olmadığını anlayabiliyorsun. eğer batı dünyası kimyasal silah kullanıldığını, bunun da esad tarafından yapıldığına dair kanıt bulsaydı çoktan duyurmuştu. mevcut haberlerin hepsi bulgular üzerinden çıkarımlar şeklinde ki ortada bir kimyasal saldırı varsa bile dogumgunundecevrimdisiolanadam'ın da dediği şekilde olmuş olma ihtimali az değil.

@dissendium, reddettiler bu iddiayı.
edition.cnn.com

Saddam'la karıştıranlar var. Saddam'ın Halepçe'de kimyasal silah kullandığı bir gerçek, tartışmaya açık bir şey değil bu. ABD ve Britanya Saddam'ın elinde kimyasal silah var diye girdi, kimyasal silahlı saldırı yaptı diye değil.

Bu saldırıya gelince, bence yapmış olma ihtimali kuvvetli. Yakında bulgular çıkar ortaya, bekleyip görürüz.

@dissendium
Kimsenin olu taklidi fala nyaptigi yok bana sorarsan. TV'de adami gormeyince bu adam cikip konusmuyor diye dusunuyorsun, dusunuyoruz. Nerede cikacak kime nereye aciklama yapacak bu adam? CNN International'a cikartip konusturacak halleri yok. Tum bu suclamalara karsi bir argumani yok mu sizce bu adamin? Medya dedigin nedir, hangi medya kimin medyasi? Yeryuzunde tarafsiz medya diye bir sey var mi? En azindan bu gezegende.
Soyle bir dusunmek lazim ulan bu adam niye hic kendini savunmuyor diye. Mainstream ne derse onu duyuyoruz, baska bir sey duydugumuz yok.
Reddetmesi gerek diyorsun. Hangi medya araci vasitasi ile yapacak bunu? Belki de reddediyordur yanina gidip sorsan. Cok tuhaf gelmiyor mu hicbir aciklama duymaman?

@noluyo
Irak olayi da bilakis benzer. Sozum ona Kuveyt'in isgali, Irak askerlerinin sozum ona coluk cocugu kuvozdeki bebekleri delik desik etmeleri falan da filan..

hayır

Elbette hayır. Pentagon’un işi.

hayır, inanmıyorum. bana kalırsa beyaz miğferliler tarzı tetikçilerin yaptırdığı ve servis ettirdiği bir haber.

ayrıca kullanmış dahi olsa hakkı vardır. devlete baş kaldıranın başı ezilir. suriye Arap cumhuriyeti egemen bir devlettir, hain cihatçı çetelere ne yapsa uygun olur.

Kimyasal silah kullanıldığına inanıyorum. Bunu yapanın Esad olduğuna kesinlikle inanmıyorum. ABD sebep arıyor girebilmek için.

Sarp yazan dolmuşlara binebilirsiniz. Sınırı kendiniz geçersiniz geçince taksiler ucuz. Ya da otobüs bileti alırsınız geçer geçmez, komik bir otobüs geliyor onunla Batum merkeze gidersiniz.
Sabah kaçta vardır bilemiyorum malesef ama nerede yaşıyorsunuz ki? Batum yerine vizesiz Avrupa da karşılanabilir belki

Çok aktif yol orası. Günün her saati araç bulabilirsin. Hopa'dan dolmuşlar kalkıyor sınır kapısının önünde bırakıyor. Batum'a geçtikten sonra hemen sınır kapısının önünde otobüsler bekliyor, havalimanı ring araçlarına benzer ona binip gidersiniz.

Full deri ayakkabı alıp iki gün üst üste giyme.

massimodutti.com/tr/erkek/ayakkabılar/tümünü-göster/beyaz-deri̇-spor-ayakkabi-c1313029p8073506.html?colorId=001&categoryId=1313029

Ya da normal spor ayakkabıya giymeden önce ve sonra Scholl'un spreyinden sık.

www.columbia.com.tr

Çok iyi ayakkabı.

benim üç senedir kullandığım kışlık bir columbia'm var ve çok memnunum. (ayaklarım kışın da terler ama hiç koku yapmadı) kışlık deyince aklınıza bot gibi bir şey gelmesin, spor ayakkabı gibi ama su geçirmez ve taş gibi. tabi kullanacağınız mevsim de önemli. eğer yaz sezonu için düşünüyorsanız kumaşı file gibi olan modelleri var, hava sirkülasyonu yüksek oldukça, onlara da bakabilirsiniz.

Koku yapmayacak = goretex (goretex malzemeden üretilen takstil ve ayakkabı ürünleri nefes alabilen yapıda olduğu için diğerlerine nispeten ayağı terletmez ve koku yapmaz)

hiç detay vermemişsin ama evet amaç kas kütlesi arttırmak ise spordan sonra kesin bulgur ve tavuk tüketmelisin.

Sana tavsiyem spora giderken yemek yeme. Ama çok açken de gitme. Spora gitmeden önce yoğurt-yulaf karıştırabilirsin. Veya nesfit mısır gevreğinin içerisine yarım muz doğrayıp sütle karıştırarak tüketebilirsin. Öğün gibi değil ama, seni hafiften tok tutacak kadar. Eve geldiğin zaman öğün olarak tavuk/et tüketebilirsin.

Uykudan 3 saat önce yemeyi bırakman lazım. Ancak salona geç ulaşman ve yemeğe geç oturma durumu var ise yapıacak tek şey ağırlık sonrası carcio'yu sağlam yapmak. Cardiyo sonrası yatıp uyusan bile metobolizma çalışmaya devam edeceğinden yağ yakımın devam edecek (ki cardio bu yüzden yapılıyor zaten). 20.00'da salona ulaşıyorsan tahmini 21.00-21.30 arası sıkı bir cardio yapıp salon çıkışı hemen protein ağırlıklı yemeğini ye. Makarnaya gerek yok, sadece et, salata, yoğurt üçlüsü son öğünün olsun. Akşamları makarna yeme. Sorun olmayacaktır.

başarılar..

Yemeğe geç oturmayla kardiyonun bir ilgisi yok. O saatte yapılan kardiyo metabolizmayı uyandıracağı için gece uykularınız verimli geçmeyebilir. Ayrıca yağ yakımı için kardiyo değil HIIT egzersizi yapın.

Antrenman öncesi büyük bir öğün performansı düşüreceği için yemek için tavsiye edilen genellikle antrenman sonrasıdır. O yüzden yemek için kullandığınız süreyi antrenmana vererek 1 saat erken başlayıp eve de 1 saat erken dönün ve gelince yiyin. Profesyonel olarak uğraşmıyorsanız dakikanın, saatin hesabını yapmaya gerek yok. Gün içinde almanız gereken kaloriye ulaşmanız yeter.

Ayrıca 8'de salona gidip 11'de eve dönüyorsanız bir problem var gibi ortada. Dışarda oyalanmadığınızı varsayarsam ya çok uzun antrenman yapıyorsunuz ya da salon eve çok uzak. Antrenman sürenizi 1 saat civarında tutun. 8'de salona varıyorsanız 9:30 - 9:40 gibi çıkmanız lazım en geç.

En son wind kullanmıştım. 10 gb internet vardı içinde, tak çalıştır. yanılmıyorsam 15 euro ödedim.

Türkiye'deki tarifene göre operatörün günlük 10 lira, günlük 15 lira gibi fiyatlara kendi tarifeni (dakika ve gb'larını) kullandırtıyor orada da. Biz bu yaz İtalya'da vodafone hattımızı kullanmıştık günlük 15 liraya.

Ben Tim kullandim sikinti yasamadim. Kuzeyden guneye dolastim Italya'yi o hat ile. Internet icin aldim.

hattınız türk Telekom ise haftalık 1gb (25tl) ve haftalık 2 gb (35tl) paketleri mevcut, değerlendirilebilir.

geçen sene sormadılar.

3 ay once bana da sormadilar, pasaporttaki diger vizelere hizlica goz gezdirip iceri aldilar.

Sormuyorlar. Bu zamana kadar hiç bi ülkeye girişte sorduklarını da görmedim. Ama size tavsiyem sağlık sigortası yaptırın. İki sene önce Subotica seyahati öncesi 8 euro verip sağlık sigortası yaptırmamıştım. Şansıma bisikletten düşüp elimi kestim. İki dikiş bi tetanoz aşısına 90 euro para ödemek zorunda kaldım..

10 euro için risk almayın. Sırp polisler kıl. Sorun edebilirler o da size denk gelir

Sormuyorlar ama 2 haftalık sağlık sigortası 10€ civarı tutuyor zaten.

%60

Biri ben.

70

ülkenin %22si yoksul..
akp'nin oy oranı %52..
yoksulların %17'si akp'ye verse..
kalır %35..
bu 35'in de 18'i binmemiş desek..
%40 yaptııı!! ve milliyy..
bitmedi..
geriye kalan insanlardan da bi %18 olsa.. sonuçta direkt parayla bilmem neyle alakalı değil..
%58 yaptı..
%58,8934279824382013 hatta..
küsüratlı vermezsek olmaz..

%65 civarı olabilir. Belki de ayağımız yere sağlam bastığı içindir :). Neyse beni de dahil edin bu gruba.

Dunyadaki oran %82 ama ulkemizin istatistiklerini bulamadim. Asil soru dunya ortalamasinin ustunde miyiz altinda mi

hocam %82 oranı abd için geçerliymiş ve bu oran uçağa binenlerin oranıymış. binmeyenler %18.

www.airspacemag.com

tüm dünya için ise %5 gibi bir uçağa binme oranı var demişler. ne derece doğrudur bilemiyorum.

www.dailymail.co.uk

türkiye için hiç uçağa binmeyenlerin oranı %70'in altında değildir diye tahmin ediyorum. biraz bakındım ama kaynak bulamadım

kendiniz gidebilirsiniz. 1 günde fazla sıkışık bi program olur ama olur yani. şehiriçinde her yer yürüme mesafesinde zaten. onun dışında şifahane, meriç köprüsü, karaağaç köyü ve kırkpınar er meydanı arabayla gidilecek mesafeler. ciğerci aydın'da ciğerinizi yiyip keçecizade'den de badem ezmenizi ve deva-i miskinizi aldıktan sonra tamamlamış olursunuz gezinizi.

Ben de kendiniz gidin diyorum. Sabah erken saatte başlarsanız akşam 5-6'ya kadar gezilecek her yeri gezersiniz. Ciğerci Niyazi bence daha iyi, en azından sıra beklemezsiniz.

Kesinlikle kendiniz gidin. Pazar günü ciğerci aydın kapalı sanırım haberiniz olsun. Niyaziye gidin, çıkın yukarı gömün ciğeri. Canım çekti be :(

Merhaba. Annem Edirneli. Çok gitmişimdir.

Tura hiç gerek yok. Kendiniz gidebilirsiniz.

Selimiye Camii merkezde zaten. Az yürüyerek de Meriç Nehri'ne gidebilirsiniz. Gitmişken belediyenin Protokol binasında bir kahve için nehire karşı.

Ciğer konusunda da Aydın'ın sahibi Edirneli bile değil. En iyisi Balıkpazarı'ndaki Kazım ve İlhan Usta Ciğercisi'dir. En Eski bu zaten. Diğerleri sonra açıldı.

Ha bir de Keçecizade'den badem ezmesi almayı unutmayın. İyi gezmeler.

açılın ben edirneliyim beya sdgsdgsg detaylı yazıcam baştan söyleyim :Dd

edirne bi uçtan bi uca arabayla max 1 saat zaten hocam, tur falan kolpa kendiniz rahat 1 günde gezersiniz.
en izi rota şöyle bişey olabilir yani ben birini gezdirsem böyle gezdiririm heralde;

şükrüpaşa anıtını ilk aradan çıkarırım, zaten şehrin en tepesinde, hem edirneye yukardan bi bakıverirsiniz hem de seslendirmeli falan baya iyi yapmışlardı en son gittiğimde, ordan bayırdan saldınızmı kendinizi, carrefourun oralar ayşekadın, oralar hep eski yerli yerleşim amma gezilcek biyeri yok, ana yoldan dümdüz 10dkda çarşıya varırsınız, çarşıda gezilecek yerler selimiye camii, eski cami, üç şerefeli cami (fetönün bi dönem müezzinlik yaptığı, içindeki camda yattığı da bi camidir, gerenksiz detay olarak geçeyim :D) he bide motto şu hocam (selimiyenin yapısı, üç şerefelinin kapısı, eski caminin yazısı), selimiye arasta, alipaşa çarşısı, yani bide tarihi bedesten var ama tavuk dönercilerin istilası altında gezilecek bişeyi yok :Dd

selimiyeden başlarsınız hocam, altı selimiye arasta zaten, ordan eski camiye geçersiniz ki hat yazıları gerçekten efso, ordan eski camiye geçersiniz, camilerde 2şer rekaat namazdı falandı filandı, sonra eski camiden direk saraçlar caddesine de gidebilirsiniz, ciğerci aydına da gidebilirsiniz, aydın bedestenin altında kalıyo uzun sıradan anlarsınız, zaten artık pazar da açıyor diye biliyorum ama el değiştirdi diyolardı net bişey diyemiycem.

ordan şaraçların başına geçip üç şerefeliyi gezebilirsiniz hem bahçesinde çay da içebilirsiniz opsiyonel :D, alipaşa da saraçların başından başlar zaten ordan onu da aradan çıkarırsınız, şimdi alipaşa son kapıdan çıkıp daha da aşağıya giderseniz karaağaç yolu, ha ben karaağaça en son giderim öncesinde bi külliyeyi de gezeyim de uzun yolları aradan çıkarayım derseniz ki yine ben öyle yapardım, külliye biraz uzakta yıldırımda, ama külliyeyi kesinlikle tavsiye ederim gitmeden olmaz.

külliyeden karaağaca geçersiniz, karaağaç edirnenin en güzel yeri hocam, tartışmasız. karaağaçta lozan anıtı, meriç köprüsü var gezilecek yer, ama çokça kafe restaurant mevcut, lalezarda meriç kıyısında yemek yiyebilirsiniz mesela, sonra tekrar tarihi karakolda köprünün kıyısında çay içersiniz, misss.

İsteğe bağlı av köşküne de gidebilirsiniz, orman falan çay kahve ama opsiyonel yani :D

hee bide kırkpınar alanına kırkpınar harici gitmenin bir anlamı yok, mum heykeli var, aliçonun heykeli falan var, kelle taşı falan filan hani esas olay kırkpınar zamanında ama vakit kalırsa gidilebilir de çokta şey değil yaaenne.

yukarda da yazmışlar badem ezmesi, devai misk, kavala kurabiyesi falan tadın hocam ne varsa :D

yazdıktan sonra baktım baya da bi gezilcek yer varmış bee, inş atlamamışımdır biyeri :d iyi eğlenceler

1 gun fazla. 2-3 saatte tamamlanir. Ucuzsa turla gidin, belki bilmediginiz seyler ogrenirsiniz rehberden. Normalde tura hic gerek yok.

Le marais

Ben genelde 8,9 ya da 10. bölgeleri (arrondissement) tercih ediyorum, alışveriş, opera, konser vs seviliyorsa iyi oluyor ama Paris ulaşımın çok kolay olduğu bir şehir; şehir içinde nerede kalsanız gayet nezih ve merkezi. şehir dışı bambaşka bir dünya, ayrı bir sefalet.

la defense tarafından kaldım sıkıntı yapmadı.

Hotel Langlois´in ünlü oldugunu bilmiyordum. Ben de onerebilirim. Kahvaltisi iyi. Yeri bence de cok iyi. Ayrica yakinlarinda guzel cafeler de var.

Montmartre yakinlarini da oneririm, gece disari cikip, yuruyerek geriye donebilirsiniz.

Ben 11. bölgede kalmıştım. Diğer bölgelere göre daha ucuzdu ve gara yakındı. Ama en önemlisi sevgili Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'e çok yakındı. Türkiye'de göremedim ama orda bi kaç gün komşu olmuştum.

Ahmet Necdet Sezer'in fotoğrafını görmüştüm muhtarlıkta.

hayır asılmıyordu. erdoğan rejiminin getirdiği bir durum.

ben olsam adriana lima posteri astırırım.

kısmen oluyordu ama cumhurbaşkanı, devletin birliğini temsil ederdi. tarafsızdı. en azından kendisine oy vermeyenleri ayırmıyorlardı. parti devleti olduk resmen.

abdullah gül le başladı o furya. öncesi hep atatürk.

Bence su donemde buna cok da takilmayin arkadaslar. O ortadaki buyuk resim nasil olsa her zaman kalacak. Asagidaki kucuk resimler birer kucuk detay, duzeltilir.

Hacı o değil de, makam odasındaki o zevksizlik ve gorgusuzluk nedir ya ahahahahahahsjsj

Her sabah duş aldıktan sonra sakallarıma fön çekerim. Yaklaşık 10cm sakalım var eğer fön çekmezsem kıvrılıp toplanıyorlar ve çok kötü gözüküyorlar.

Sakalı uzun olanlar çekiyor

Verirler.

Macaristan vermez. Boşuna yorulma. Eğer 34 değil de 24 yaşında bir öğrenci olsaydın verirlerdi. 2 aydır işsizsin ve hesabında 300bin lira var. O para ile kaçacağını da düşünebilirler. Saçma gelebilir dediğim ama cidden enteresan şeylere takılıyorlar. Sana tavsiyem Yunanistan'a başvur. Yunanistan daha rahat veriyor vizeyi.

İşsiz olmak sıkıntı olabilir, sponsor falan isterler belki. Vize merkezine sorun mutlaka.

Çalışmıyorsanız ve yetişkin konumundaysanız vize almakta sıkıntı yaşayabilirsiniz.

Eğer belli bir kişiyi ziyaret amaçlı gidiyorsanız davetiye üzerinden vize alın. O zaman hiç sorun değil.

Ama yok ben bi dolanıp çıkacağım diye turist olarak giderseniz, sizi ülkenize bağlayan bir şey yok bahanesi ile çevrilmesi ihtimaliniz var.

Daha once yurtdisina cikmis mi?
Ciktiysa nerelere gitmis?
Daha once alinmis Schengen vizesi var mi?
Vize ihlali yapmis mi hic?
Neden Macaristan'a gitmek istiyor?
Orada ya da baska bir Avrupa ulkesinde akrabasi var mi?
Diger ulkeler dururken birden hasil olan "macaristan'a gitmeliyim"in sebebi ne?
Tum bu sorulara kendi icerisinde tutarli bir cevabi var mi?
vs.vs.

pasaportunda cok vizesi varsa ya da daha once macaristan'dan vize almissa mumkun.

sanirim kimse yuzde yuz vize alabilir ya da alamaz diyemez burda cunku inisiyatifine bagli biraz konsoloslukta calisanlarin. ama nispeten sansi dusuk denilebilir. hesabinda para olsa da su an issiz olmasi dezavantaj. macaristan biraz daha zor vize veren bir ulke.

yunanistan, italya filan olsa daha rahat vize alabilirdi.

İşsizken de vize alınabilir. Buradaki önemli nokta, orada bulunduğu zaman zarfında harcayacağı paraya sahip mi sorusu. Eğer sahipse(ki öyle yazıyor) ve daha önceden temiz bir sicili varsa(boş sicil sayılmaz) vize alır.

Banka hesabinda cok fazla para olmasini istemiyorlar, kacar gider ya da yerlesmeye kalkar diye isgilleniyorlar. Baska bir hesap actirin, icine 3-4 bin koyun ve bu hesabin ozetini konsolosluga verin. Cocuk sanirim yeterli olur Türkiye´ye baginizi gosermek icin. Bir de Ankara ise basvurulan yer, eskiden cok zorluyordu Macar Konsoloslugu. Belki baska ulkeden multi almayi deneyebilirsiniz.

verdiler, bir aylik, multi giris.

pasaportunu istemediyse sorun olmaz. istemiş olsa bile sorun olmayabiliyor gerçi.

bastığı kart bizdeki aylık akbil gibi bişey mi, kimlik bilgin var mı içinde?

hayatinin bir döneminde tekrar o ülkeye dönme ihtimalin varsa her türlü ödemen lazim. ödenmedigi zaman avukata gider 300 euro falan olur, yine ödemezsen mahkeme acilir daha da fazla olur.

aylık ögrenci akbili evet. pasaportumu istemedi de ben o karti alirken tüm bilgilerimi verdim. oturumum var vatandaslik numaram var en azından onu verdim kayitta. bi daha gerci bu ülkenin ucakla uzerinden bile gecmek istemiyorum o zaman da mi sikinti olur?

Hocam, sen simdi bana kizacaksin ama senin bu yaptiginin calmaktan bir farki yok. Bildigin gasp etmissin bulundugun belediyeyi. Binerken para odemen gerektigini biliyorsun. Eger paran yoksa kullanmicaksin, islerini yuruyerek halledeceksin. Bu kadar basit.

Ceza konusuna gelirsek, bulundugun ulkeye bagli olmak uzere, hicbirsey olmaz. Ulkeler vatandasindan bile alamiyor o paralari. Kart alirken pasaport bilgilerini verdiysen belki cok uzun bir sure sonra pesine dusebilirler. Ama o da dusuk ihtimal.

kisa vadede hayir, uzun vadede evine bi mektup gelir ode diye. odemezsen yine bise olmaz. daha sonra schengen almaya basvururken "herseyim tamdi yeaaa niye red verdiler anlamadim" dersin.

çok merak ediyorum, marketin içerisindeki ürünlerden yeyip ödeme yapmadan çıkmak ile otobüse kart basmadan kaçak binmek arasında ne fark var?

Sonra Turklere neden vize uygulaniyor?

Iki sene sonra bana niye schengen ret verdi diye burada duyuru acacaksin.

2013 yılında bosna hersek'de trafik cezası yedim. elime sikindirik bi kağıt vermişlerdi. pasaportuma bile bakmadılar. cezayı ödemedim. ceza dediğimde türk parası ile 55 lira falandı.

alakasız gelecek ama 2016 yılında schengen alırken karşıma engel olarak çıktı. 490 lira olarak ödedim.

sen bilirsin hocam.

Ceza zamlanır.
Bir kaç kez daha ceza ye bu şekilde sonra onları kazıkladım diyip öyle gel istersen.
Daha sağlam iş yapmış olursun(!)
Borcunu ödemediğin dostların da var mı böyle

@1adam anlamadım sorunun maksadını, evet var yani ödemeyi mi düsünüyosun? ödeyeceksen iban veriyorum.

Bir çok batı Avrupa ülkesinde o kayıt silinmez. Bir gün gidersen çıkar karşına. Yok ben sittin sene bir daha gelmem buraya diyorsan ödeme.

hırsızlık yapıp yakalandın seni kınayanlar da humanist.ne güzel istanbul? medeni yaşamak isteyene aşağılar gibi humanist demek moda oldu.

o degilde cevaplar efsane olmus, belediyenin hakkini gasp etmissin diyen arkadasa sesli guldum, bu arkadaslara biraksalar seni kelle giderdi herhalde, daragacini kurmuslar resmen hahahahah:)

neyse, odemezsen karsina cikabilir bir yerde, faiziyle yapistirirlar en kotu. adamalarin elinde oturum numaran falan varsa ben olsam bir sekilde oderim, odemeden gelmem. geri donmem diyorsun ama oturumu gibi alinmasi zor hadiseyi yakmak bana garip geldi acikcasi, belki de donersin. sen bilirsin...

Almanya'da benzer bir durum yaşadım, araştırdım, bundan sonraki schengen'leri tehlikeye atmamak adına gittim ödedim. Zira vergi borcu olarak görünüyor bu.

hırsızlık yapmak ayrı bir ayıp bir de bunu kınayanlara "hümanistlik" "duyar" demek de ayrı bir utanmazlık.

Haydaa hala ne uzatiyorsunuz ya, hirsizligin ne oldugunu sizden ogrenecek degilim. Hem size ne yani hirsizsam hirsizim bu alemin tek dogrucu davutlari siz misiniz? Sutten cikmis ak kasiklara bak sen. Hadi canim hadi baska kapiyaaa. Nas nas.

Ben Frankfurt'tan Amsterdam'a otobüsle (Eurolines olması lazım) gitmeyi tercih etmiştim. Trenler daha pahalıydı.

Şimdi senin için örnek olarak 20 şubat tarihine baktım,
Eurolines otobüse 30 euro diyor (ama her ne hikmetse 12 saat gibi bir süreden bahsediyor. ben 6-7 saatte gitmiştim ki Köln daha yakın. sanırım arada uzun bir aktarma süresi var ama bulamadım şu an)
Deutsche bahn trene 30-40-50-70 euro diyor (ve 4 saatten bahsediyor)

Bu durumda, kısa süre kalacaksan, 10-20 euro senin için önemli de değilse tren daha mantıklı görünüyor.

Son sorduğun sorudan başlayayım; Köln'den Amsterdam'a geçişinde herhangi bir sıkıntı yaşamazsın. Ki herhangi bir kontrol ile karşılaşmayacaksın karayolu ile giderken.

Eğer senin için önemli olan zamansa tren kullan fakat otobüsle arasında ciddi fiyat farkı var. İki katından fazla ücret ödeyebilirsin.

Flixbus'un saat başı seferleri var. 25 Euro gibi bir ücreti vardı sanırım. Ortalama 3buçuk-4 saat sürüyor. Ama her sefer süresi aynı değil. İnternetten kontrol edersin bileti alırken. Gece seferleri çok daha kısa sürüyor.

kesinlikle tavsiyem tren. hem konforlu hem kısa süre.

otobüs 4 saat ve 20 euro civarı. o paraya dbahn bileti bulamazsın. hollanda trenyolunu bilmiyorum ama almanya içinde ve etrafında en mantıklı ulaşım aracı otobüs her zaman.

Avrupa'da otobüs ne ya diyenlere bakma sen en ucuzudur. Otobsülerde şarj etme imkanın var ve wifi de oluyor. Bir iki aydır Deutsche Bahn da yeniliyor trenleri ve priz ve 1 saatlik wifi veriyor ama dediğim gibi önemli olan senin bütçen. Avrupa'da tren pahalıdır bunu bil.

zaman kıymetliyse otobüs vakit alır. uygun uçuş bulup 20-50 eu arasi bilet yakalayabilirsin. tabi valiz varsa sorun yaşatabilir.

amsterdamdan bahsetmeniz mühim değil, schengen sınırlarında herhangi bir kontrol olmuyor.


eğer zaman sizin için önemliyse, uçak veya tren.

katlanırım diyorsanız otobüsleri çok konforsuz değildir 20-25 eu bandında hatta biraz önceden alırsanız 15 eu ya bile otobüs bileti bulursunuz.

çaktım gidiş dönüş tren biletini. € 40 verdim tabi hoş olmadı.

Gidiş dönüş 40 euro tren, gayet iyi bence.

"Avrupayı Avrupalı gibi yaşama" şansın da olur hem =))

Keşan'da taksici İbrahim var, o götürüyor. Sanırım otogarda bi kaç taksi daha bulunuyor sabah saatlerinde. 50 Euro gibi bir fiyat istoyor dedeağaç için. Ama bana sorarsan gerek yok, otogardan otobüsle gitmek daha mantıklı.

ipsala'dan geçen sene 25 euro ya gitmiştim otogara gidiniz bulursunuz.

istanbuldan dolmuş taksiler var die duymuştum

Ödemek zorunda.

ödemeli
o zaman kirayı da ödemesin mesela

Illa her sey mantik cercevesinde olacaksa, sabit miktsrlari odesin, kullanim bedellerini kullanan odesin.

isterse 6 ay gitsin, yine de ödemek zorunda.

Yani bence ödememeli. Özellikle elektrik doğalgaz gibi kullanmadığı şeyleri ödemesi çok abes. Ama internet fix mesela, kullanımla artan bir şey değil, o ödenmeli.

başıma geldi böyle bişey. ev arkadaşım 8 aylığına başka ülkeye çalışmaya gitti. bu süre boyunca sadece kiranın yarsını ödedi. geri kalan tüm masrafları kendim karşıladım. bana göre böyle olması gerekiyor.

Bölüşülür. Ama doğalgaz vs. gibi şeyler için %30-70 gibi bir oranda da anlaşılabilir. Bence 2 kişi konuşarak netleştirmeli.

en iyisi en basta konusulup kararlastirilmasi.

ama adil olan giden kisinin fatura odememesi bence. kira ile bir tutulamaz. sonucta esyalariyla evi isgal etmeye devam ediyor. ama faturada sabit bir tutar yok. 5 birim kullaniyorsun, 5 birim oduyorsun. sabit internet disinda evde kalan odemeli bence.

iyi de faturaların sabit tutarları da var ki elektrikte vs fazla bunlar. bence onların yarısını ödemeli en azından.

bi de bir süreliğine nedir? tam bir fatura dönemi ise hesaplanabilir yukarıda dediğim gibi. ha yok 15 günlüğüne gidiyosa uğraşmaya değmez bence ödesin işte he zamanki gibi.

bu, kaldığım paylaşımlı 5. evim. önceki ev/oda ilanlarını internetten bulmuştum. bu arkadaş tanıdık :) daha önce muhabbetim olmayan insanlarla böyle bir problemim olmamasına rağmen, bu arkadaş bu sabah bir de sert bir uslupla "şimdi bu faturaları ben olmadığım süre içerisinde de bölecek miyiz?" dedi. "evet" dedim gülerek, neyse ya...

tanıdıkla bir daha tövbe, çıkıyorum zaten bu evden de.

evde kalmak ya da bir süreliğine uzak kalmak senin tercihin. daha önce 3 ay evde kalmadığın olmuş, memleketine gitmişsin. ev sahibine diyormusun o süreyi düşelim diye?

hoş olmadı hasılı... buna da fazlasıyla odeyip çıkacağım.

İkiye bölmek bana insafsız geliyor. Bir kısmı sabit bile olsa 20-30%'den fazla da ödememeli evde oturmayan taraf.
Örneğin
Elektrik - kullanan öder
Doğalgaz - bir odayı ısıtmasan da ortak kullanım alanlarının ısınması gerekiyor
Su - kullanan öder

her şekilde bölünmeli. mesela binada otursun oturmasın ev sahibi nasıl aidat ödüyorsa o şekilde.

apartman aidatiyla bir tutamazsiniz ki. apartmanda kim ne kadar sure evde kim disarda takip edilmesi mumkun degil.

evin kira parasiyla da ayni sey degil. cunku evi isgal etmeye devam ediyorsun.

fatura bolunmeliyse mutfak parasi da bolunsun mesela. adam gitsin 100tl alisveris yapsin. yesin icsin, yarisini da evde olmayana odetsin. olur mu oyle sey?

yıllarca evimi paylaştım, hala paylaşıyorum ama hiç böyle bir durumda kalmadım. oyumu "evde kalmayan kişi faturaları ödemez" den yana kullanacağım sanırım. kirayı ödemeye devam edecek tabi çünkü kendisi gitse de eşyaları, yatağı vs hala odasında duruyor. o odayı "kullanıyor" yani. tutup başkasına kiralayamazsın. ama kullanmadığı elektriği doğalgazı niye ödesin?

sadece sabit miktarları ödemesi en mantıklısı olabilir belki ama onlar da kaç para tutar bilmiyorum. hesaplamakla uğraşmaya değmeyecek kadar az tutarlar bence. ben olsam hiç bu muhabbete girmezdim.

kendimden pay biçiyorum. öyle bir şehirdışı durumum olsa sadece kirayı ve sabitleri öderdim. örneğin apt. aidatını. onun dışında bişey ödemezdim. eğer ısrar ederse, faturalar benim üstümeyse elektrik su ve doğalgazı kapattırır tüm eşyamı çıkartır bir depoya kaldırtırdım. kendi naparsa yapsın iki gün uğraşsın elektrik suya.

dediğim gibi en mantıklısı kira artı sabit giderlerdir. faturaları paylaşmak insafsızlıktır. belki %10 sabit alabilirsin tüm faturalardan. o da geldiğindeki kullanım bedeli gibi olur.

Biraz da süreye bağlı, 1 haftalığına gidecekse fatura her zamanki gibi bölüşülür. 1-3-5 ay boyunca hiç eve uğramayacaksa kullanmadığı suyu elektriği ödememeli bence. Kirayı her türlü ödeyecek tabi evde hala yeri duruyor olacak.

Elektrik faturasinin yarisi buzdolabi. 7*24 çalışıyor.

Evde kalan buzdolabını mi kapatacak? Tabii ki ödemeye devam edecek.

Belki su faturasını odemese olabilir ama ve fakat o da zaten diğerlerine göre cüzi miktarda.

Ahahah gerçi düşündüm de ben de son 3 ayın en az yarısında evde yoktum, arkadaşlarla faturaları normal bölüştük gayet :D

Bilemiyorum altan..

kaç aylık bir gidiş bilmiyorum da, doğalgaz yakıyorsanız kış ayları falan o evlat acısı gelebilir arkadaşa. orda bi pazarlık yapın bence.

orasi depo degil ev. ikiye bölünmeli yine.
ayrica fever +1.
ev arkadasi bir ay yok diye buzdolabinin sadece yarisini mi calistiralim, holün lambasinin voltunu mu düsürelim? ikinci kisinin kullanimi o kadar cok fark yapiyorsa o fatura o zaman zaten daha düsük gelir, yine daha az ödemis olur. yok ben ödemem diyorsa kusura bakmasin ama esyasini alip depoya kaldirsin, ben yeni ev arkadasi bulurum.

Hep, birilerinin evinde oda kiralamis biri olarak, daha once hic sorun olmamisti böyle bir sey. Muhabbeti bile olmadi.

Dediğim gibi ben de eski ev arkadasim da bir süreliğine durmadik evde. Bir ayi da bulmustur belki arada.

Mantiken, kullanmadigi suredeki faturalari odemesi sacma eyvallah, düşününce cok vicdani de durmuyor. Ama ben hep o sekilde odedim.

Gidecegi sure belirsiz ve tabii ki fatura donemlerine denk gelmiyor elbette.

Persembe sabahindan bugun oglene kadar elektrik yoktu 9 ay kacak kullandigi icin. Ben bunu mesele etmemisken...

Ayrica kombi su anda da calismiyor zaten isitma amacli. Ve o gidince kopuk partisi verecek degilim evde.

Neyse zaten boyle uc kurusun lafinin edildigi yerde durmam artik.

ben ödetmezdim, ödememi de kimse istemedi fatura senin kullanımın doğrultusunda değişen bir şey bu sebeple sana ait diyorum.
Ama kira aidat ödemeli.

bence senin yaklaşımın yanlış. "üç kuruşun lafını ediyor" diyorsun ama arkadaşın da aynı şekilde senin için "üç kuruşun lafını ediyor, kullanmadığım faturaları bile istedi" diyebilir. sonuçta sen bugüne kadar kaldığın evlerde, evde olmasan da faturaları hep ödemişsin. öyle alışmışsın. ama o da bugüne kadar evde olmadığı zaman faturaları ödememiş. böyle alışmış. gördüğün gibi duyuruda bile bir kısım insan "ödenmez" diyor bir kısım "ödenir" diyor. yani evde yokken faturaları ödemek istemiyor diye atar gider yapılacak kadar net bir konu değil bu. oturup konuşun aranızda anlaşın, olsun bitsin. "daha da bu evde durmam, parası neyse fazlasını veriririm çıkarım" diyip ego savaşına döndürme böyle küçük mevzuları.

@istanbul kanatlarimin altinda... tam tersine, bunu atarli giderli söyleyen, bu arkadas. Tamam ben oderim dedim nihayetinde.

Daha once hep tek basina kalmis bu arkadas. Bir yasamisligi yok yani. Dedigine gore 3 ay eve gelmedigi de olmus.

Ev sahibine bir yillik kira, apartmana 9 aylik aidat borcu vardi ben geldigimde. Aidati odedi, kira duruyor.

Elektrigi 9 aydir kacak kullaniyormus, bes gundur elektriksizdik.

Odamda ne bir yatak var, ne bir masa.

Geldigimde ben kendisine bayagi yardimci olmusken bu sartlari bilip de evet geldigimde, bugun damdan duser gibi ve atarli giderli muhabbetini yapmasi canimi sıktı sadece.

Uc bes kurus evet oderim nolcak.

Ben daha once de bunun mihabbetini yasamadigim icin duyurudaslarin fikirlerini ogrenmek istedim sadece.

@ugpo, nerden bileyim ya. Eve girdikten sonra ogrendim ben de.

şimdi ben olaya başka bir açıdan bakayım.

arkadaşın doğu kültürüyle yetişmiş biriyse kredi kartı numarasını falan al. sonradan yan çizmesin. doğu derken buralar yani. burada işin başında pazarlık çok önemsenmez. işin ortasında ya da sonunda hep yan çizilir. batıda işin kavgası baştan yapılır. ama sonra verilen sözler ne olursa olsun tutulur.

benim fikrim adam bir ay ve üzeri süre olmayacaksa doğalgaz hariç bir şeye karışmamalı. doğalgaz da iki oda arasında ısı transferi muhakkak olacağı için... doğalgazda da fifti fiftide hak geçer. 20-80'den aç pazarlığı 40-60 oranına kadar yolu var.

Ödemek zorunda ama bence doğrusu sabit olanlar bölüşülmeli, aidat, internet vs. Kullanıma bağlı değişken olan faturalar kullanan kişi tarafından ödenmeli.

Düşündüm de, öncekiler bir tarafa... arkadasin da haklilik payı var. Ha, ona da oyle dedim zaten, tamam ben oderim dedim. Oderim de ne tutacak ki.

Kombi su an acik degil zaten, idare ediyoruz. Internet yok. Buzdolabi calismiyor.

yalnız başına gezmeyi sevmiyorsan ve eğlenmiyorsan vilnius

turistik bakış açısıyla alamanya-avusturya

Frankfurt-Strazburg-Nurnberg diyorum. O yerlerde harika oluyor christmas pazarı. Strazburg zaten harika bir yer, noelde hayal bile edemiyorum

1. rota diyorum da frankfurt neden, asiri gereksiz bi yer. Strasbourg yakinlarinda freiburg var, bence frankfurt yerine orasi.

Onun disinda strasbourg + nürnberg harika. Hele de noel zamani.

Vilnius'u sevmemistim ben, zaten birbirinden bagimsiz 3 sehir yazdiginizs gore 1 hafta filan sureniz var, vilniusta 2.gun zor gecer bence.

muhtemelen frankfurt havalimanına ineceksin, yoksa frankfurtun herhangi bir gezi planına dahil olması imkansız :) hiç bi numarası yok.

strasburg çok güzel, nurenbergi görmedim.


nihai olarak vilnius diyorum. yurtta kuzey dünyada kuzey.

Yazı tura atın. Çıkan sonuçta aklınız diğer seçenekte kalıyorsa aslında onu istiyorsunuz.

metro ile gayrettepe. metrobüs ile merter, metro ile havalimanı.

bu güzergah yaklaşık 45 dakika sürer. taksi yerine bunu tavsiye ederim.

6buçuk gibi leventten metroya bin. yenikapıdan aktarma ile git.

Unutmuşum ya, valizim filan çok,arabayla gidicem kesin.Aracı bırakıcam orda hatta.

thy ise, yurtdışı için uçuştan 1 saat önce, yurtiçi 45 dk. önce orada olmalısın.
ben olsam 5.30 da çıkar tem'den yardırıp basın ekspresten giderdim. 6'da orda olursun. araba park et vs. 6.30 gibi check in yaparsın.

Hafta içi gideceksen en az 45 dakka önce çık bence. Hafta sonu biraz daha az yoğun oluyor E-5. Yarım saatte gidersin normalde. Hatta o kadar bile sürmez.

Aynı durumla karşı karşıyayım.
İş yeri tarafından alınan vize toplantının iptali nedeniyle çöp oldu.

Sorun çıkacağını sanmıyorum, kurallar arasında vize alıp kullanmamak gibi bir madde olduğunu düşünmüyorum.

ilk aldığım vizeyi ben de iş nedeniyle kullanamamıştım, daha sonra 2 kere daha aldım, problem olmaz.

evet var. zor vermeseler bile daha kısa verirler.

Var, gir çık yapman lazım.

sacma, yok.

konsoloslugu arayip sorun, karari veren onlar.

gir çık yap bence. eğer istanbulda yaşıyorsan dedeağaça otobüsle gidip gelebilirsin. gidiş geliş 100 lira civarı tutuyor otobüs bileti. gelirken alacağın alkol-sigara çıkarıyor zaten o parayı.

Vize hollanda vizesi, yunanistan kurtarıyor mu?

hollanda vizesi ile hiç hollanda'ya girmeyip sadece yunanistan'a girersen daha da sıkıntı.

abi boyle seylere neden inaniyorsunuz konsolosluga sormadan, lutfen ama.

şişhane - Varuna gezgin cafe del mundo

Şişhane- soho house

Nişantaşı- room and rumours

Sakıp sabancı müzesi

fahriye kafe
marika kurtuluş

Beykoz var. Anadolu hisarının yanında bir park var onun arka tarafına geçerseniz deniz kenarına çok az insan geliyor. Köprü de gözüküyor gayet güzel fotoğraflar çekmiştir ben kendim için.

koç müzesi

Şişli-Garden Cafe

istiklal üzerindeki ravouna 1906'nın girişteki kafesinin dekoru ve ışığı çok güzel, fotoğrafla uğraşan biri olarak ışığın önemini bilirsin. ayrıca terasta teras barı var, hava güzelse manzaralı çekim de yapabilirsin.
www.zomato.com

Teşekkürler herkese, hepsini tek tek inceliyorum.

@Bruce evet o nedenden dolayı Amerikan Burger - Western tarzı (sanırım - mimarlıkla alakam yok :) Beer Hall hoş geldi. Bokehler çok güzel yakalanabiliyor.
Neon ışıkları ve tuğla duvarlar renk katıyor.

api.zeroistanbul.com
img2.mekan.com

Naif'in yaptığı mekanlar.

Draft Göztepe
www.ozanphoto.com

Gitmedim ama yine Naif'ten Hip Alsancak güzel duruyor aynı konseptte.
scontent.cdninstagram.com

www.instagram.com

çıkarken olmazda girerken sorarlar.

bu sekilde giris yapan yuzlerce insan var, giremeyen tek tuk insan da var.

cikarken problem yasayan yok denecek kadar az.

tekrar fransa'dan schengen'e basvurursan, giris yapmaman olumsuz etki yapabilir (yapmayan da var)

secim senin yani :)

Vizeyi hangi ülkeden aldıysan o ülkeye giriş yapmak zorundasın, fransadan italyaya geçebilir, oradan türkiyeye dönebilirsin, ama direkt italya'ya gidersen giremezsin

yunanistan vizesi ile ilk girişi almanyaya yaptım. sorun olmadı.

girerken biraz soru sorabilirler ama çok düşük bir ihtimal. her hâlükârda girersin.
Bir daha Fransa'dan vize alırken kısa süreli ve tek girişli verebilir.
Bu dediğimi Fransa pek yapmaz ama İtalya fenadır.
Girerken sorabilecekleri sorular da kaç paran var, nerede kalacaksın tarzı şeyler.

soru sorma ihtimalleri her zaman var. hello sir diyip hiç bir şey sormadan damgayı basma ihtimalleri de var. bunlar şans işi.

Farklı kombinasyonlarla bininci kez sorulan bir soru.
Cevap: sorma hakları var büyük ihtimal bir şey olmaz memurun insiyatifine bağlı fakat bir şey olmayacağını kimse garanti edemrz.

İki şehir de gayet pahalı, daha bütçe dostu bir şeyler arayışı içerisindeyseniz Prag ve Budapeşte ikilisiyle başlamanızı tavsiye ederim.

prag ve budapeşte çok avrupa başkenti tadı vermez, hedefinizi barselona paris koyduysanız küçük gelir, sakin gelir. evet oraların masrafı yüksek olur ama yaşayacağınız tecrübeler, göreceğiniz şeyler de ona göre değişir. nispeten ucuz madrid diyebiliriz barcelona'nın muadiline, paris içinse roma diyebiliriz.

ben olsam bütçeyi zorlar paris'e giderdim. barselona da iyi ama paris daha kaotik megakent kıvamında, istanbul'da yaşamaya alışıksanız paris güzel gelir. paris daha çok avrupa'dır, barselona daha çok akdeniz'dir. paris'in sidik kokulu sokakları açıkhava müzesi beklentisindeki insanlarca yadırganıyor ama binbir çeşit insanın yaşadığı büyük şehir duygusunu da çok güzel hissettiriyor, ki paris'in açıkhava müzesi kıvamında bölgeleri de var.

barselona bana yapay geliyor, normalde akdeniz kültürü severim ama o düzenli yolları, cetvelle çizilmiş caddeleri hep aynı yerde dolaşıyormuş hissi yarattı. tabii merkezindeki barri gotic tam bir açıkhava müzesi ama paris'tekiler kadar geniş değil.

karar vermenin bir diğer yolu da iki şehirdeki önemli yapıları listeleyin. kim hangilerini daha çok görmek istiyor seçsin, çoğunluğa göre o şehre gidin.

edit: barselona'da da paris'te de ucuz konaklama seçenekleri var ama iyi araştırmak lazım, illa ki gecelik kişi başı 50 avro verecek değilsiniz. gideceğiniz döneme göre değişkenlik gösterir ama hostelde kalmak en ucuz ve rahat seçenek. kalabalık olduğunuz için airbnb de kovalayabilirsiniz, hele ki biraz uzun kalacaksanız daha bile avantajlı olabilir.

ilk defa cikacaksaniz paris daha mantikli bence.

yer seçimi bir yana, iyi çalışmakta fayda var. toplu taşımaların detayları, araba kiralama nereden yapılacak nerede yenir, nerede gezilir, internet alınacak mı vb. önden çalışırsanız daha kolay geçer.

Gormek istediginiz seylere gore karar verin. Sagrada familia yi eyfel kulesinden daha mi cok gormek istiyosunuz vb mesela.


Onemli olan orada cantaniza sahip cikin. Iki sehir de cok guvenli degil, yankesiciler vb var. cantanizi ayirmayin yaninizdan, pasaportunuzu, paranizi ona gore yerlere koyun.
Onun harici, tatmak istediginiz yerel tatlara bakabilirsiniz, orada sim kart alabilirsiniz internet kullanmak icin vs.

Ayrica airbnb kullanabilirsiniz bence. 4 kisiyseniz otel/hostelden daha uygun ve konforlu olur.
Sehir iclerinde kalacaksaniz araba kiralamayin sakin, iki sehir de toplu ulasim konusunda gelismis ki sehir seyahatinde araba kiralanmaz zaten :)

Paris'e gitmiş ve pahalılığından yılmış, aradıklarımı bulamamış biri olarak seçim illaki bu ikisi arasında gerçekleşecek ise ispanyollar ve kültürlerine olan sevgimden dolayı Barselona derim. Tabii Barselona'ya henüz gitmişliğim yok ancak Madrid ile içli dışlı sayılırım. Toplam iki kere gittim ve hep güzel anılarla ayrıldım. Eşimle gerçekleştirdiğimiz son ziyaret şöyleydi: adimadimgurme.com
Madrid'e gitmeyi de düşünebilirsiniz. =)

Yine de tabii buradaki öneriler bağlamında sizlerin ilk yurtdışı tatilinizden ne beklediğiniz önemli. Yalnızca yeni bir kültür göreyim, yurtdışı olsun yeter gibi bir bakış açısı varsa Prag ve Budapeşte önerim geçerliliğini koruyor. =) İkisi de genç ve eğlenceli şehirler.

Barselona.
paris ne la amele yurdu.
her yan Senegal, Cezayir, Kamerun.

seyduna +1

barselona paris'e göre çok daha ucuz bir şehir zaten. üstelik çok daha güzel (bence). tam muhteşem sokaklarında kaybolmalık. bu iki seçeneği vermemiş olsan bile ben barselona derdim.

keisnlikle barcelona

27 yaş, erkek.
Tek gittim.

Barselona;

Güzel kızlar, harika gece hayatı, muhteşem yemekler, güler yüzlü katalanlar, tablo gibi sokaklar, deniz kum güneş..

Paris;

Müzeler, mezarlıklar, aşırı pahalılık ve suratsız fransızlar.

Maddi olarak ikisi de aynı sayılır.

4 arkadaş için Barcelona diyorum ben. Paris'ten daha eğlenceli olacağını düşünüyorum. Barcelona uçak biletleri her zaman daha pahalı oluyor yalnız.

Biz gittiğimiz yerde airbnb kullanıyoruz ama evli barklı çift olduğumuz ve sakinliği sevdiğimiz için:p
Gençseniz ve etrafla sosyalleşmek istiyorsanız hostel'de kalın derim, bir sürü etkinlikleri falan oluyor hostellerin, veya yönlendirebilecekleri yerler oluyor, restoranlarda indirimleri olabiliyor, hostelde bir sürü ark ediniyorsunuz vs.
Gece çıkmayı seviyorsanız pub crawl yapın.

pazartesi

pazartesi

pazartesi

perşembe

pazartesi

Persembe +1

cumartesi

Cuma

perşembe
edit: pzt doğru

bugün söylemiştir.

Yarin soylemistir

evvelsi günün cumartesi olduğu gün söylenmiştir.

perşembe.

bugün pazartesi diyelim

dün(pazar) yarın olsaydı(bir gün öncesi cumartesi) bugün cumartesi olurdu.

bence pazartesi uyuyor kalıba.

perşembe.

Perşembe diyenler neye göre diyor anlamadım.

Salı

dün yarın olsaydı +2 gün eklenmiş olurdu. 2 gün eklenmiş gün cumartesi ise eklenmemiş halde 2 gün öncesi olur yani perşembe.

@saseskir aynı mantığı ilk başta ben de kurup perşembe buldum ama bugün cumartesi demiyor bugün cumartesi olurdu diyor. yani doğrusu pzt.

Alır. Altın bile olabilir. Tatava yapma.

zor bence ispanya ve litvanya varken

Altın olmasa da en kötü üçüncü olur gibi. Litvanya alamaz.

alamaz. parana yazık.

Evet başvuru yapabilirsin.

ver gitsin.

30 liraya ölucuye vermek yerine kıyafet toplayan bir yere ya da ihtiyacı olan birine bedava verirdim. Adam ölücü, ihtiyacı yok.

giymiceksen hiç tutma. kapladığı yere, verdiği negatif enerjiye değmez.

git yak daha iyi. 30 tl'ye alıp 100 tl'ye satacak.

@latsc kime satcak yahu 100 liraya :( ben mi beceremiyorum bu işleri 50 ye koydum siteye her gelen 30 teklif ediyo :/

ben 250-300 liralık abiye elbiselerimi 60-70 liraya sattım sırf dolaptan cıksın diye.
siz de pazarlık yapın, 50 olur fln diyin.30 lira kargo için gidip gelmenize değmez ki zaten bir site üzerinden satıyorsanız %15-20'sini de firma alıyor.
ihtiyacı olan birine verin daha çok işe yarar.

150 liraya koy bu sefer de 70 falan teklif ederler. Takım gayet güzel 30 lira dediğin nedir boşver adam bildiğin ölücü kıyafet toplayan bir yere bedava ver.

bence soran çok olduysa sil, bir de 100 liradan koy. bakalım ne olacak.

30 tl nedir, 50 tl nedir, 100 tl nedir? bunlar sana bir şey kazandırmaz.

İhtiyacı olan birine ver giysin.

giymiyorsan bir tanıdığına falan veremiyorsan sat gitsin.

Türk insanı pazarlık etmeden alışverişi sevmez. 50 ye satmak istiyorsan 75 e koyacaksın.

Yavru martılar uçmayı sonradan öğreniyorlar.

1.5 aydan önce uçan martı yavrusu pek olmaz. 1 - 1.5 ay arası oynar ama geneli 1.5 ayı doldurmadan havalanmaz. Takılırlar kedi gibi.

eve mi alsam demiştim ama 1,5 ay da evde besleyemem. napssm aklıma takıldı şimdi

Abi aynen öyle. Bizim sitede de var iki üç tane hatta bi tanesi topaldı düzeldi şimdi. Bu aralar çok fazla var. Arada sana zahmet balık vermeye devam et. Bir de genişçe bir leğenin içerisine su koyuver, girip içine kendilerini yıkıyorlar :)

aynen her gün besliyim umarım araba fln çarpmaz, bim de donmuş uskumru var onu alıp dilip veriyorum bayıldı :)

Birçoğunun ebeveyni çatılardan gözetliyor zaten yavrularını. Eve alırsanız hem hayatta kalma içgüdüsünü köreltirsiniz hem de muhtemel ebeveynlerini deliye çevirebilirsiniz :)

Kendileri öğreniyor her şeyi güzelce. Sadece çok işlek bir muhitteyseniz hayatlarına direkt müdahale etmeyecek şekilde çevresel önlemler alabilirsiniz. En iyisi bu şimdilik.

Yaşadığım yerde onlarcası var. Kedilerle yan yana besleniyorlar. Pek sıkıntıları yok insan kaynaklı müdahale olmadığı sürece.

Istanbuldaysaniz 153 u arayin. Buyuksehir belediyesi ilgileniyor. Dun apartmanin bahcesindeki yarali martiyi gelip aldilar.

İki hafta önce bahçemize yaralı bir martı düşmüştü, belediyeyi aradık, bizi ormancılık ve bilmem ne bakanlığının bilmem ne birimine yönlendirdiler, neyse orayı aradık, telefon numaramızı aldılar, "tamam bugün içinde arkadaşlar sizi arayıp gelip martıyı alacaklar" dendi, ne o gün ne de sonraki günler arayan soran olmadı hiç. Telefonda söyledikleri içimize sinmediği için oturduğumuz semtte bir sürü özel veteriner kliniğini aradık, hiç kimse ilgilenmek istemedi. Sonra ilgilenen tek bir veteriner bulduk ona götürdük, bize "İyi ki vermemişsiniz belediyeye falan, onlar tamam biz ilgileniriz diye gelip alıyorlar, sonra da bir köşeye atıp ölüme terk ediyorlar," dedi. Boşverin belediyeyi falan, diğer arkadaşların dediği gibi mümkünse beslemeye devam edin ve araba falan çarpmayacak bir yerde durmasını sağlamaya çalışın elinizden geliyorsa.

Acilen bir veteriner bul derim ben.

selam, mumkunse biri flas tutarken falan bak. kulak yoluna bir sey girmis olabilir. bunun disinda aciyan ve acimayan kulagi koku ve deri rengi acisindan karsilastir.

bunlar sadece benim deneyimledigim, bir sey oldugunu anlama yontemleri, bir şey varsa da tedavi yöntemi maalesef bilmiyorum. eger İstanbul'daysan ve Kadikoy'e kopegini ulastirabileceksen Pet Nature veteriner klinigi, Serkan Gurses'i arastir. kendisi fiyat konusunda inanilmaz yardimci olur, hayvan yasamina paradan cok daha fazla deger veriyor. bayramın üçüncü günü olacağı için açık olabilir gün içinde, umarım olur ve yardımı dokunur.

nobetci veterineri aradim ama cevap vermiyor. kulaga iyice baktim, pek bir fark yok. sadece agriyan kulagin icine dokununca agliyor, diger kulagin tersine.

anti bakteriyel bir krem surdum. sabaha kadar bekleyecek. umarim agir birsey degildir.

2 yıl önce benzer bir durum yaşadığımızda biraz araştırınca kulağa pisipisi otu kaçmış olabileceğini okumuştum ben. Sizinkine de dışarı çıktıktan sonra olduğu için ilk bu geldi aklıma. Çimenlerde gezdiyseniz belki kaçmıştır kulağına. Kulağını sallama, başını bir kulağının olduğu tarafa eğme gibi eğilimleri de varsa bir araştırın derim bunu. En iyisi ay sonu da olsa veterinere gitmek çünkü çok ciddi sonuçları olabiliyormuş böyle bir durum varsa.

köpeklerde kulağa pisi pisi otu kaçar genelde ve görünmeyebilir. diğer bir ihtimal de kulak iltihapı olmuştur. gerçi böyle bir ands olmaz sanırım ama. eğer sürekli kulağını kaşıyor, kendi etrafında dönüyor ise kulak iltihapıdır. bu belirliter yok ise pisi pisi otudur. kulak ağrısı hayvanlar için baya dert olur, o şekilde bırakmayın illa bir veteriner bulun.

aksam veterinere goturecegim. kedi otunu ben de duydum dun ararken. aksam haber veririm

evet kedi otuymus kulaga giren. cikarttilar. yaz sonuna kadar cimlik alanlardan uzak duracagiz

bildiğim kadarıyla hayır

giriliyor

giriliyor, plajlar var.

Kum yok ama taşlı plajlar var

Yörük ali plajı var. Eh işte yoklukta gideri var.

Normalde rahat yetişirsin ama şimdi bayram trafiği herkes yollarda olacak. Risk alma derim. Yerinde olsam metro ile pendiğe geçer ordan taksiye binerim. Veya pendik köprüsünden e10 yaparım.

çok riskli bir davranış olur. ben mayıs ayında sırf cuma trafiği yüzünden havabus ile kadıkoyden gökçene 2.5 saatte gidebildim. bayram trafiğini göz önüne alırsak en az 6 saat önce çıkmalısın.

yollarda acaip bayram trafiği var. normal çıkış saatinizden 2 saat erken çıkın garanti olması için.

kıbrıs dış hatlar olduğundan 2 ayrı sıraya daha gireceksiniz . ön sorgu sırası ve vize için bir sıra daha .
normal zamanda bile bazen kalabalık olabiliyor .sıkıntı yaşamamak için 21,30 gibi orada olacak şekilde kendinizi ayarlamanızı tavsiye ederim .
her yılbaşı ve çoğu bayram öncesi kıbrıs'a gittim ve erken gidip tüm kontrollerden geçip beklemeyi tercih ederim koşturup uçağı kaçırma telaşı yaşamaktansa

Olur. Yani sorun olur. bayramsız seyransız bir haftasonu kozyatağından E-10 tam 2 saatte gitmişti sabihaya. O günden beri binmedin nalete. Metro + taksi yada ters git metro + havaş. 2. saçma oldu. Evet.

Ben gittim. İki ay falan oldu. Olumsuz herhangi bir durum yaşamadım.

@veys zimmer Selanik'ten İstanbul'a dönüşte de yine Kamil Koç otobüsleri mi çalışıyor yoksa KTEL araçları mı hizmet veriyor, bilgin var mı?

Ben selanik dönüşü alpar tur ile geldim. geldiğim gün kamil koç'un seferi yoktu.

@veys zimmer

Kac saat sürüyor Selanik?
Kamil koc ile Almanyaya gitti babannem.Hic bi sorun yasamadi.

Vize varken yeni vize başvusuru yapmak sorun olmuyor.